10 Kasım 2012 Cumartesi

Şimdi Ana haberler....



 
"48. günden bildiriyorum sayın seyirciler. Evvelsi gün galeyana gelen Poena 1 tane ikram, 1 tane çay keyfi paketini bitirip üstüne 1 tane de pop kek yiyince neler oldu? Poena önceki performansına erişememiş olsa da dün 1 benimo 1 de pop kek tüketince neler yaşadı? Yüzünde ne değişimler oldu? Hepsi ve daha fazlası az sonra anablog yazımızda...."
      Ne oldu, ne oldu.... Şu an için 5 tane sivilcem oldu vallahi. Diyet bozan her kuraldışı hareket için 1 sivilce. Hepsi de çenemde ikamet etmekte. Ya da ikamet etmektelerdi diyeyim. Çünkü artık yoklar. Kendileri cımbız yardımıyla imha edildiler. Yeni adresleri çöp kutusu.
      İlaçtan beri ne zaman tatlı yesem hemen çenemde sivilce beliriyor. Sen ağzını tutmazsan bende o bölgeye bu davranışını hatırlatacak damgamı basarım diyorlar bana. Bu vücudum hiç sevmiyor beni.
         Bu 5 sivilce dışında neler yaşandı dersek vermiş olduğum 1 kilocuğu geri aldım. Yani ilaç tek başına kilo verdirmiyor. Eğer sen ilaç nedeniyle uyman beklenen diyete uyarsan kilo veriyorsun. Diyeti bozarsan o kiloları geri alıyorsun.
         Burnum kanamadı çok şükür. Bana normal gelen tek kanamam regl de olan. Onun dışında vücudumdan kan akınca fena oluyorum. Ama sadece kendi kanım için geçerli bu. Başkasının kanı beni etkilemiyor.
        Saçım hala dökülüyor. Pul pul olma durumu da var ama pullar büyük değil, tuz gibi. Kötü durmuyorlar. Yüzümle karşılaştırıldığında sorun bile denmez onlara. Dudaklarımı 15 dk da bir nemlendiriyorum. Normal normal duruyorlar şu an.
      Yüzümün sağ tarafında sivilce çıkmıyor kaç gündür. Hepsi sol tarafa yığıldı. Bu dengesizlik fondötenle birleşince daha da kötü oldu. Çeneme değinmek bile istemiyorum. Maktul 5 sivilcenin izleri, kapalı komedonlar falan... Mümkün olsa da şu çenemi zımparalayabilsem.
      Az önce sivilceleri patlattıktan sonra üzerine kağıt havlu bastırdım. Havlunun çiçekli deseni olduğu gibi çenemde belirmiş. Kuruluktan olsa gerek. Aynı şey kolumda da oluyor. Çantanın fermuarı, sıranın ucu, kitabın kenarı, her halt hemen iz yapıyor kolumda. Çizilme falan değil biraz sonra geçiyorlar ama gene de canımı sıkıyorlar.
      Gözlerim çok kurumadı hala. Oysa günde 3-4 saat işler güçler i izliyorum bilgisayarda. Dizinin daha 19. bölümü yayınlandı nassı 3-4 saat izleyeceksin denilebilir ama her bölüm öncesinde, yayımlanmış bölümleri tekrar izliyorum. Bu hafta 3. tekrara başlayacağım. Çok güzeller ya. Hem izledikçe bazı esprileri kaçırdığımı farkediyorum. Mesela bu tekrarda Murat'la Sadi arasındaki "ardiyesin sen Sadi, Velev ki çok zengin olduk, yalımız var, sen de müştemilatsın...." diyalogu. Sadi'nin gülen surattan ağlayan surata yavaş yavaş geçişi, ve o sondaki pöykürüş hali. Bu mimiklerin yavaş yavaş değişmesi Murat'la Aşkın arasında da vardı. Aşkın'ın Murat'a sevgilin var mı diye soruşu ve Murat'ın yavaş yavaş, pis pis sırıtması.
       İşler üçler dışında beni mutlu eden diğer şey milli piyangoda 2 tutturmak oldu. Geçen haftada da amorti vardı. Başarı merdivenini emin adımlarla tırmanıyorum. Birkaç hafta pas geçip zirveye yılbaşı çekilişiyle ulaşmayı planlıyorum.
      Bu arada  dün rüyamda Aamir Khan'ı da gördüm. O da ayrı bir sevinç kaynağı oldu. Rüyadan sonra hemen uyandım. Ne gördüğümü yazacaktım ama eringenliğime denk geldi. Sonra da unuttum ne gördüğümü.