Sayı hanesindeki 2. rakamın değişmesi insanı çok etkilemiyor. 20’den 21’e geçiş zor olmadı mesela. Ama 19’dan 20’ye geçiş çok fenaydı. 18’ime kadar hep büyümek istedim. Hatta msn şifrelerimi 18ime gireceğim yıl yapardım kutsal, gizli bir sayıymış gibi. 18’e girince başka bir aleme geçecektim sanki. Ama hiçbir şey değişmedi. Ya da benim arzu ettiğim şekilde değişmedi. Off Poena, sen zaten hiçbir şeyden memnun değilsin ki!
Bu
yıl da doktora gideyim, sivilce tedavime başlayayım, hem o 1 ay sonrasına gün
vermez, alırdım hemen ilaçlarımı. Ama laptopu tamire götürecektim. 2 gündür o
lanet şeyi getirip götürüyorum zaten. İlk gittiğim yerdeki teknik servis
taşınmış. Googleden bulmuştum adresi. Allah googlenin belasını versin dedim. Rapunzel çağrı merkezini arayıp yeni adresi aldı. O da Allahın dağında bir
yerde. Ankara çöl olmuş zaten bu sıcakta. Neyse düştük yola. İçten içe acaba
oradaki görevli benim kimliğime bakar mı diye düşünüyorum. O sırada kendime de
beddua okudum bu sıcakta hala doğum günümü düşünüyorum diye. Googlemaps tan
servisin yerine bakmıştım, googleden oradan hangi otobüse bineceğim diye baktım
135, 185 önünden geçermiş. Geldim durağa bakıyorum ama o numaraların olduğu
durak yok. Şoföre 135 nerden kalkar diye sordum, o otobüs yok ki kaldırdılar
dedi (google hani bilgi kaynağıydın sen yalan beyanlarda bulunmasana bana).
Adam 185 in yerini gösterdi, bindim ona. Googlemaps a göre servisin
yakınlarında little ceaser pizza ve ptt olmalı. Yol boyunca little ceaser
aradım ama nafile. O da taşınmıştır kesin. Google den ne hayır gördün ki
googlemaps dan göresin. Ankara cehenneme dönmüş o zaman ben de zebani olayım
dedim. Google ve türevlerinin alayına saydım. Sonunda ptt yi görüp indim
otobüsten. Bayağı yürüyerek ve bayağı sorarak buldum teknik servisi. Bu dağ
başına servis koyduğu ve 6 ay içinde pili bozulduğu için önce mal sahibi
kendime sonra da bilgisayarın üreten firmaya hakaretleri yağdırdım ve girdim içeri. Uuuvvv... Kutuplarda böyle olsa gerek.
Adamlar takmış klimayı püfür püfür esiyor. Bundan sonra elektronik eşya satan
yerler yazın en gözde mekanımdır. Ne gideceğim cafeye avm ye. Biz klimalara
bakmaya gelmiştik derim, hepsini tek tek denettiririm azıcık ferahlar sonra da
eee biz biraz daha bakınalım deyip çıkarım.
Bilgisayarı
çıkardım, pili bozuk dedim. Daha bilgisayara bakmadan biz tamir etmiyoruz ki
bilmemneredekicehennem bakıyor ona. Daha dün aradık burası dediler ama..
Bakayım bir ama pil zaten garanti kapsamına zor girer dediler. Aradı merkezi
eğer şarj cihazını takmadan bilgisayar 30 sn çalışıyorsa tamir edilirmiş, yoksa
nanay güzelim. Bizimki 3 dk çalışıyordu. Üç beş ne fark eder lan, yap şunu,
doğum günüm bugün benim, kimse de kutlamadı zaten, bir iyilik yap tamir et
şunu. Demedim tabi bunları. Adam ‘Böyle de kullanılır ama isterseniz yeni bir
pil alın’ dedi. Adam yakışıklı falan değil, kel, orta boylu bişeydi ama sesi
güzeldi. Manipüle etti beni. Lanet olsun güzel sesli erkeklere. Peki o zaman
alayım ben dedim. 120 tl ye sipariş verdik. Gelince haber veririz siz buradan
alırsınız, dedi. Hayır hayır, olmaz ben gelemem bir daha bu yüce dağ başına.
“Kızılay’da falan yeriniz yok mu, burası bize uzak da”. Adam tamam biz eve
getiririz dedi. “Bir de getirme bedeli isterseniz değil mi?” Yok deyince bende
kabul ettim evin adresini telimi verdim. O yazarken bende duygularımı analiz
ediyorum. Poena adam hem kel hem bodur sayılır, kasları da yok. Ama merhametli hem sesi güzel. Ama yaşlı sayılır. Ama ben
olgun seviyorum zaten. Olgun seviyorsun yavrum, yaşlı değil. İbre olmazı
gösterdi. Şimdi fark ettim de adamın yüzüğü var mıydı diye bakmadım hiç, orada
baksaydım da olur olmaz çelişkisi yerine napcan la pili, böyle de çalışıyor
zaten laptop, o parayla kitap alırsın diye akıl yürütmem gerekirdi. Sesi
büzüşesice adam. Aldı 100 liramı, 20 sini de teslimde vereceğim. Eve dönerken
keşke eve gelmeseydi ya ben almaya gelir onu da görürdüm diyen olurcu taraf eve
gelirse daha iyi, bir çay ikram ederim diye teselli buldu.
Kızılay’a
indim kendime bir doğum günü hediyesi alayım, kimsenin alacağı yok zaten
niyetiyle. Girdim metro altında her tarafı eğilen insan kaplamış, noluyor yavv bugün
doğanlar kraliçe mi ilan edildi, biat mı edecekler şimdi bana, Hürrem gibi
sultan mı oldum.. Bunlar ayaklandılar birden. İzin vermeden niye kalktılar ki
daha şimdiden beni dinlemiyorlar "Senin karşında bir sultan var" desem tekrar otururlar mı diye düşünürken derken fark ettim acı gerçeği. Bugün cumaymış. Elalem namazında niyazında benim kafa nerde. Hem biz cumhuriyet çocuğuyuz, ne biatı ne sultanlığı.
Aslında fena da olmazdı hani. Kraliçe ilan etseler beni, kabarık kıyafetlerimle
dolaşsam, halkı selamlasam falan. Hem yüce yetkiler de istemem ben. Vurun kellesini
de demem. Sadece o unvanı versinler ve biraz da saygı göstersinler yeter bana.
Offf Poena bir de hukuk okuyacaksın, nerede adalet duygun senin, eşitlik
ilkesine aykırı bu durum, sıcaktan bunaldın sen, ondan bu fikirler...
Metroya
bindim klimayı açmışlar sonuna kadar, içerisi de boştu. Krallık, doğum günü,
teknik servisçi, Anayasa, eşitlik, sıcak hava....hepsi uçup gitti zihnimden.
Geriye kalan tek düşünce : artık 21 oldun Poena.......
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder