23 Haziran 2012 Cumartesi

Kotalı Günler...

2 yıl kadar önce gene bugünlerde 2 kendini bilmez girdi teknosaya. Amaçları bir laptop almaktı. Ancak bu kızlar pek ahmaktı. Adamın gösterdiği bilgisayarlar, onlar arasındaki farklar da pek anlaşılmazdı. Kızlara ahmak dedik lakin görevli onları bilgisayar mühendisi mi sandı yoksa ‘hazır bulmuşum, kakalayayım en pahalı bilgisayarları’ düşüncesinde miydi hiç anlaşılamadı. Görevli zat “Bu bilgisayarla program tasarlayabilir, şu bilgisayarla Cern e gitmeden Tanrı parçacığını bulabilir, şuradaki bilgisayarla ise evreni baştan yaratabilirsiniz” deyip durmaktaydı. Kızlar en sonunda ‘orta halli bir bilgisayar istediklerini, evrenin mevcut düzeniyle bir problemleri olmadığını, onu değiştirmeyi düşünmediklerini’ beyan ettiler. Görevli gösterdi onlara X marka XR480 denen şimdiki lanet o zamanki nimet laptopu. Bilgisayarın bir kampanyası da vardı, 2 yıl boyunca internet dahil 1800 TL idi. “Hıımmm” dedi ahmaklar “Ne de güzelmiş, hemen alalım”. Her kampanyanın gizlediği bir acı gerçek olduğunu bilmezlerdi o zaman. 5GB lik internetin kendilerine yetip artacağına, biraz bilgisizlikleri biraz da görevlinin iknalarıyla inandılar. Görevli bir uyarıda da bulundu onlara ‘Kota dolduğunda size bildirim gelir, ondan sonra internete girmemelisiniz’ diye. Tıpkı Külkedisi masalındaki gibi.

          Kızlar aldılar bilgisayarı ve vodemi. Adım attılar o gün internet alemine. Rapunzel hemen okey masasına girdi. Onun boş bıraktığı zamanları Bakugan oyunla doldurdu. Poena ise klasik müzik indirdi ardı ardına. O zaman hukuka yeni başladığından bilmiyordu bunun bir suç olduğunu. Rapunzel in okey puanındaki artış binleri buldu. Bakugan her güne 10 oyun sitesi sığdırdı, Poena nın müzik kitaplığı ise doldu taştı. Her gün Zuckerberg’e, Google Amcaya, klasik müzik bestecilerine şükürler yağdı. 20. günün sonunda bilgisayar ekranında beliren ibare Poena yı şaşırttı. “5GB lik internet kotanız dolmuştur.” Ama nasıl olurdu bu? Emeklilik maaşı gibi ay sonunu göremeden bitti kota. Bundan sonraki aylarda daha dikkatli girilmeye başlandı. Rapunzel in puanları yüzlerle ölçülmeye başlandı, Bakugan’ın internete girişi 1 saatle sınırlandırıldı, Poena ise müzik indirmeyi bıraktı. Ama nafile... Kotaları her geçen gün daha hızlı doluyordu. Kotanın dolduğu bu zamanlarda vodeme dokunmak bile yasaktı. Poena kimse girmesin diye vodemi her ay başka bir yere saklıyordu. Ama bir keresinde onu ortalık yerde unutmuş, Rapunzel de bunu fırsat bilip gece vakti okey masalarına akmıştı. 76 lira olması gereken fatura o ay 105 lira olmuş, aile babası interneti kapatmakla tehdit etmiş, Poena tüm suçu Vodafone ye atmıştı. 2 yıl boyunca devam etti bunlar. 15 Haziran 2012 kurtuluş günüydü. Çağrı merkezi aranarak internetin kapatılması istendi. Ama o da ne? Bize sormadan interneti 1 ay daha uzatmışlardı ve bunu iptal etmek mümkün değildi. Poena ‘sözleşme özgürlüğü prensibi var kardeşim, istediğim zaman iptal edebilirim’ diyemedi. Çünkü telefonla Rapunzel görüşme yapıyordu. Çünkü Poena telefonla konuşmaktan nefret ederdi. Ancak 15 Temmuz’da iptal işlemi yapılabileceği çağrı merkezi çalışanınca bildirildi. Şimdi biz 15 Haziran’da aradığımızda yenileme yaptık, geç kaldınız, nanay dendi. 15 Temmuz’da arayacağız yine yenileme yaptık diyecek bunlar. O zaman Poena ne yapacak? ‘Konuşmalarınız kaydedilmektedir’ uyarısına aldırmadan basacak küfrü. 
Oldukça sakin bir şekilde, hikayeleştirerek anlattım bu durumu ama, çok sinirliyim aslında. 2 yıldır illallah dedirtti bu kota. Bir de Vodafone nin kırmızı reklamı yok mu, onu gördüğümde (Pavlov’un köpeği gibi şartlanmış olmalıyım ki) basıyorum küfrü. Vodem ondan kurtulacağımızı anladığından 15 dk lık basit bir net gezisini 250 mb yapıyor. Teknik servisçi pili hala getirmedi, ona da sinirlendim. Şarj aleti de bozulmak üzere, o da ayrı bir sinir kaynağı. Bilgisayarın üreticisine ve işbirlikçisi Vodafone ye İsmail YK’dan Allah Belanı Versin şarkısını armağan ediyorum. İnşallah sizi de kotalara mahkum ederler emi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder