17 Ekim 2012 Çarşamba

Övünülesi Bir Verimsizlik...

       Hafta sonu ben ve sivilcelerim tiyatroya gittik. Zaten bu aralar birlikte o kadar çok vakit geçiyoruz ki... Artık benden sıkılsalar da başka diyarlara gitseler diye bekliyorum.
       Oyunumuz Profesyonel. Yetkin Dikinciler ve Bülent Emin Yarar kalkmış taaa İstanbul'dan gelmişler buraya. Bende tiyatro sezonunu açmak ve Yetkin'in sesini duymak için hazırlandım gittim. Daha önce Şinasi Sahnesi'ne hiç gitmemiştim. Büyük Tiyatro kadar şaşaalı değil ama kırmızı halı kaplı merdivenleri muhteşem. İnsanın siyah bir tuvalet giyip yanına da  frak giymiş bir adam(Cemcir etkisi) alıp o merdivenlerden süzülesi geliyor.
    Salon ağzına kadar doluydu. Ankaralılar seviyor tiyatroyu. Ünlü diyebileceğimiz insanlar bu şehirde pek bulunmadığından ünlü insanların oyunlarına daha fazla talep oluyor gibi gibi. Bileti 13 gün önceden almama rağmen O sırasında yer bulabildim.
      Oyuna gelirsek.... Bir yayınevinin genel yayın yönetmeni Teodor ile sonradan gizli polis olduğunu öğrendiğimiz Luka arasında siyasete, edebiyata ve biraz da kendi yaşamlarına dair konuşmalar yer almakta. Daha fazla açıklama yapmayacağım. Çok merak ettiysen al bir bilet izle.
      Oyunla ilgili değerlendirmelere gelirsem, güzel sistem eleştirileri yapılmış. Güncel siyasete ilişkin çıkarımlarda bulunmamak elde değil (Zaten tiyatronun ve genel olarak edebiyatın bu özelliğini seviyorum, asla eskimiyorlar, her döneme ait olabiliyorlar). Oyun için mükemmel diyemeyeceğim, ama çok güzel diyebilirim. Lakin o 'çok' kısmı Yetkin Dikinciler için eklendi. Zira kendisi oyunda olmasaydı sadece güzel olarak nitelendirebilirdim. Bülent Emin Yarar'ın abartılı ve bence gereksiz mimikleri beni fazlasıyla yordu. Martha ve Bülent Bey ile Yetkin Dikinciler arasındaki boy farkının fazlalığı da bir sorun yarattı benim için. Luka'nın Teodor'u Kant ve Hegel gibi adamlar adına çalışmakla suçlaması ve Teodor'un buna verdiği sulu tepki güzeldi. Daha sonra bu tepkiye yapılan atıflar da hoştu. Ayrıca o didaskali ne güzel bir kelimedir. Sırf Yetkin'in ağzından onu duyabilmek için bile oyuna tekrar gidebilirim.
     Oyuna bir daha gider miyim? Luka'nın mimiklerini görmemek için gözümü kapatacak bir eşarp, Yetkin'in sesini daha iyi duyabilmem için öndeki koltuklardan bir bilet bulabilirsem neden olmasın?

NOT: Başlık oyundaki bir replikti. Yetkin bunu söylediğinde çok mutlu oldum. Sanki benim için söylenmiş bir söz.
NOT2: Sürekli Yetkin deyip durdum kocaman adama. Ama ben sevdiğim insanlara adıyla hitap ederim hep. Saygısızlıktan değil ona duyduğum yoğun sevgiden yani....
   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder